KAMUOYUNA DUYURULUR
21 Kasım 2022, Pazartesi

KAMUOYUNA DUYURULUR

Burdur yerelinde dahi esamesi okunmayan, itibarı ve iradesi olmayan, müteahhitlikte tutunamadığı için kendi çapında gazetecilik oynayan siyasi muhalefet yandaşı bir internet sitesi sahibinin hezeyanlarına cevap vermek adına değil, kıymetli Burdur kamuoyunu bilgilendirmek için bu açıklamayı yapma ihtiyacı duyduk.

Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre sendikalar meşru ve gerekli sivil toplum örgütleridir ve gerek ülke olarak üyesi bulunduğumuz İLO gibi küresel emek örgütleri tarafından gerekse T.C. hükümetleri tarafından çalışanların sendikal örgütlenmesi desteklenmekte ve hatta teşvik edilmektedir.

Tüm dünyada hükümetler işçi ve memur sendikalarıyla masaya oturup pazarlıklar yapmakta, bu pazarlıklar neticesinde çalışanlara bir takım ilave haklar vermektedir. Hatta işçi sendikalarının aldığı haklardan sendika üyesi olmayanlar yararlanamamaktadır. Yine benzer şekilde devlet, sendika üyesi olan işçi ve memurun sendikalılığını teşvik etmek için toplu sözleşme ikramiyesi gibi isimler altında çalışanlara ilave ücretler vermektedir. Ülkemizde halen yürürlükte olan 4688 sayılı “Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu” uyarınca, sendika üyesi olan tüm memurlar, bizzat devlet hazinesinden, maaşlarına ilave olarak üç ayda bir 706 TL toplu sözleşme ikramiyesi almaktadır ve bu tutar her altı ayda bir yapılan maaş zammıyla da artmaktadır. Yani sendikaların varlığı o kadar önemlidir ki, bu önem anlaşılsın, çalışanlar sendika üyesi olsunlar diye devlet tarafından sendikalılık teşvik edilmektedir.

Hal böyle iken hiçbir baltaya sap olamamış, daldan dala zıplayarak ve klavye üzerinden sağa sola sataşarak popüler olmaya çalışan, çürük ve karanlık zihinlerin müteahhiti bir şahsın, kurup yönettiği uyduruk bir haber sitesinden sendikamıza ve sendikal örgütlenmeye GÜRülGÜRül zehir saçan bir üslupla saldırmasının bir takım kuyruk acılarından ve muhalif yandaşlıktan kaynaklandığı açıkça görülmektedir. Kıymeti kendinden menkul bu şahsın tüm iddialarının kuru GÜRültüden ibaret olduğu ve menfaat temin edemediği tüm kurum ve şahıslara saldırmayı ve çamur atmayı kendisine vazife edinmiş olduğu, kıymetli Burdur kamuoyunca çok iyi bilinmektedir.

İlgili şahsın sosyal medya hesapları, yazıları ve yayınları incelendiğinde dahi görülecektir ki; sabahtan akşama kadar ticari reklam yapmaktan yada hükümete muhalif şahıs ve kuruluşlara yalakalık yapmaktan başka bir işi yoktur. Kendisi hem müteahhitlik yapmakta, hem ticaret yapmakta, hem ihale kovalamakta, hem de gazetecilik kisvesi altında aleni muhalif yandaş tetikçilik yapmakta bir beis görmüyor iken, gayet meşru bir şekilde sendikal örgütlenme hakkını kullanan ve meslektaşlarının özlük haklarını iyileştirmek için aktif mücadele veren kamu görevlilerini sendika üyesi olmalarından ötürü tahkir ve tezyif edebilmektedir.

Kendisini gazeteci olarak nitelendiren ancak yazdığı yazılardan da görüleceği üzere iki satır yazıda kırk tane imla hatası ile Türkçe katliamı yapan bu şahsın, bir kamu görevlisinin yada bir kamu kurumu idarecisinin sendikalı olmasının gayet tabi bir durum olduğunu bilmemesi kendi cehaletiyle uyumlu bir davranıştır şüphesiz. Ancak bu kuru GÜRültüden başka meziyeti olmayan şahsın referans gösterdiği sendikacıların bu durumu kullanması, cehaletten öte emek hareketine bir ihanet olarak açıklanabilir en hafif ifadeyle.

Memur-Sen’in ve Sağlık-Sen’in, çalışanların büyük teveccühü ile yetkili olduğu ilk günden bugüne kadar elde ettiği başarıları çekemeyen, tarlada izi, harmanda yüzü olmayan bazı sendikal oluşumların, isimlerinden başka sendikaya benzer taraflarının bulunmadığı yine herkesin malumudur.

Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının sorunlarına odaklanarak hak, hukuk, adalet mücadelesi vermek yerine, uzanamadıkları ciğere murdar demeyi alışkanlık haline getiren bu yapıların ne çalışanlara ne de ülkemiz refahına en ufak bir katkıları yoktur ve olamaz. Dertleri ve zorları yalnızca ve yalnızca Memur-Sen’imize, Sağlık-Sen’imize ve bizim üzerimizden hükümete saldırmaktır. Bir tarafta Genel Merkezi Cumhur İttifakı’nın hassasiyetlerini gözettiği halde Burdur’da olduğu gibi tabanı sağa sola “iyi” görünmeye çalışan sendikal oluşum, diğer tarafta ana muhalefet partisine yanlayarak kendisine siyasal mevzi yakalamaya çalışan bir sendikal oluşum işi gücü bırakmış, kaleminden lağım GÜRüldeyen bir haber sitesi sahibinin ipiyle, hastanelerimize ve oralarda görev yapan fedakar sağlık çalışanlarımıza itibar suikastları yapma peşine düşmüşlerdir.

Bu sendikal oluşumların hangi yüzle o hastanelerde dolaşabildiklerini sağlıklı bir aklın algılaması mümkün değildir. Hem çalışanlara türlü çeşit iftiralar atıp hakaretlerde bulunacaksınız, hem de yine o çalışanların size üye olmasını bekleyeceksiniz. Bu yaman çelişki ancak kıt bir aklın ürünü, yozlaşmış kafaların tezahürüdür.

Burdur Devlet Hastanemizle birlikte Burdur halkımıza hizmet veren tüm kamu kuruluşları ve kamu görevlileri, Burdur’umuzun şerefli evlatlarıdır. Yine aynı şekilde değerli Valimiz ve kıymetli milletvekillerimiz de varını yoğunu Burdur’umuza harcayan, aklı selimi şiar edinmiş güzide insanlardır. Hiç kimsenin ama hiç kimsenin habercilik yadaSTK’cılık maskesi altında tetikçilik yaparak itibar suikastları düzenlemeye hakkı ve haddi yoktur. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Eğer ortada bir suç ve suçlu var ise bunun şikayeti hukuka yapılır ve gereği de hukuktan beklenir. Ne şikayet eden, ne şikayet edilen hukuktan üstün değildir, olamaz... Bilakis uyduruk web sitelerinin arkasına saklanarak beş para etmez yayınlarla kamu görevlilerine saldırmak suçtur ve erdemli bir emek hareketi olarak bu suçun hukuki karşılığının verilmesi için gereken hukuk mücadelesini başlattığımızı buradan açıkça belirtmek isteriz.

Şüphesiz ki, hayatın her alanında olduğu gibi gazetecilik ve sivil toplum alanında da aklı selim, adalet ve ahlak üstün tutulmalıdır.Milletimizin vicdanında asla yeri olmayan müptezel klavye tetikçileri ile şirazesi şaşmış kuruluşlarınmuhalefeti bağnazlaşmış temsilcileri toplum içinden uzaklaştırılmalı, bu tip şarlatanlıklara asla prim verilmemelidir.

Kurucu Genel Başkanımız, şair, yazar ve mütefekkir Mehmet Akif İnan’ın işaret ettiği şekilde; geleceğin büyük, güçlü ve müreffeh Türkiye’sini yeniden inşa etmeye çalışan bir erdemliler hareketinin temsilcileri olarak meydanı sefil cühelaya terk etmeyeceğimizi ve kamu görevlilerimizin itibarını her zeminde koruyacağımızı kıymetli Burdur kamuoyumuzun takdirine saygılarımızla arz ederiz.

PAYLAŞ :